Sorunun aklıma getirdikleri.İlk cevap. Evet güneş ışıkları boşluktan geçip dünyaya geliyor.
Ama o boşluk mudur? Boşluk diye birşey yok ki, çok kısık ateşte kaynayan bir çorba var.
Öte yandan ışık eğer elektromanyetik dönüşüm yoluyla varoluyor ve ilerliyorsa, böylelikle ışığın hızı aslında elektromanyetik dönüşümün (olası tek) hızı ise, örneğin camda neden hızı yavaşlıyor?
Camda onu etkileyen elektrik, manyetik alanlar mı var? Atomların elektron ve protonlarıyla mı etkileşiyor.
Etkileşse girdiği gibi çıkamazdı, ve ışık saçılırdı olasılıkla. Ama camdan etkilenmeden çıkıyor.
Sorularla ortaya koyduğun sorunlar ve onlara verdiğin cevaplar o kadar zihin açıcı ve çağrıştırıcı ki oe, bunun için teşekkür ederim. Senin deyiminle, yazdıklarının ilk aklıma getirdiği şu oldu (ki bu şimşek çakması gibi gerçekleşti zihnimde, bir anlık aydınlanma) aslında sorun "parçacık mı" "dalga hareketi mi" veya her ikisi mi şeklinde tartışmalar var ya işte onunla ilgili... Parçacık ve dalga, kütle ve enerji, enerji demek de doğru değil aslında, kütle ve eleoktromanyetik "alan"... İşin kırılma noktası işte burası. Foton dalgaya niye/nasıl dönüşüyor ve/veya dalga fotona nasıl niye dönüşüyor ve tam da bu noktada "gözlemcinin" konumu ne... Klasik fizik gözlemcinin nesneye etkisi yokmuş ve aslında fotonlar orada kendi hallerinde, kendinde şeyler olarak devinip duruyorlar ve özne/insan gözlemci de "nesnel" bir konumda olup-biteni açığa çıkarıyormuş anlayışına sahipti... Oysa durumun hiç de öyle olmadığı anlaşıldı. Peki bu üç nokta arasındaki ilişki ne ve nasıl deyip sorunu kayıt altına alayım... (Parçacık/kütle, dalga/alan ve bunları "gözleyen")
Şimdi tam da bu noktada özgenin göreliliğe yönelik eleştirileri açısından alındığında;
1- bu durumda "gözleyenden" etkilenen parçacığın/alanın bu etkisini ihmal etmiş olmuyor muyuz?
2-gözleyenin gözlediğine etkisi "nesnel" olarak ortaya konabilir mi, eş deyişle bu "bilimselleştirilebilir mi?
3-bu etkiyi gözlemlemek için başka bir gözlemciye (tanrısal "göz") ihtiyaç yok mu?
4-parçacık/dalga ilişkisinde, gidiş-gelişinde "ruh/madde" değişim dönüşümünden söz edilebilir mi? (Oyanatmaya az kaldı doktorumu hazır tutun bir yerde..
5-...

Şimdi b u evren denilen alanda, parçacık amcalarla dalgasal teyzeler birlikte mi salınıyorlar, yani evrende bu amcalarla teyzeler ayrı ayrı mı var yoksa teyzeler çeşitli nedenlerle bazen amca kılığına mı girip bize amca olarak görünüyorlar..
6- şimdilik birer amca olan bizler amcalık konumundan teyze konumuna geçebilseydik acaba amcaları görebilir miydik? yani parçacık dalgayı görebilir de dalga noktasına geçildiğinde (parçacıklık/kütle/uzam kaybolduğuna göre) dalga dalgayı ve parçacığı nasıl görecek..
7-bu bağlamda aslında gözleyen konumunda olmak "parçacık-boyutunda" olmayı zorunlu kılmıyor mu? Ve eğer (ki burası sen ve ezoterikçiler açısından çok "KRİTİK" bir eşik) parçacıklığı/kütleselliği taşımak zorunda olan gözlemci, bu parçacıklığından kurtulum "elektromanyetik daşga" gibi hareket edebilseydi bu durumda maddesellikten ruhsallığa trans olmaz mıydı? (Çok ilginç, madde dışında olduğu söylenen inanılan bu "sprütüel" varlıkların hareketleri "dalgasaldır", yani hayalet (varsa) "süzülerek" haareket etmek zorunda ... Yine bu da şu çağrışımı/sorunu beraberinde getirdi... NASIL OLUYOR DA aslında birer parçacık/nokta olanları "hareket-ediyor MUŞ" gibi algılıyabilioruz veya algılayabiliyor muyuz veya algıladığımızı algılayan var mı veya ( doktoru yaklaştırın, hazırda tutun ..

"algılayabildiğimizi" iddia edecek kadar nasıl "küstahlaşabilioruz" ve aynı şekilde, kabalıkta ben bu soruyu nasıl sorabiliyorum... (Sahiden yoruldum)
Özgen, oe ve samsa, hepinize teşekkür ederim, inanılmaz şeyler yaşadım, yaşattınız, "zihinsel" (veya her neysel ise işte, yani zihinsel olan örneğin "dalgasal mıdır" veya dalga ile parçacığın dışında 3. bir bağlam olabilir mi... Yeteer, iyi ki varsınız, teşekkürler...