Sayın Özgen Hocam ( https://www.youtube.com/watch?v=ev9zrt__lec&list=PLkyBCj4JhHt_pz8HUG7rbMeKFsStae10k&index=1 ) "Albert Einstein’ın İzafiyet Teorisi" videosunu izlerseniz, göreliliğin anlatıldığı videonun neresinde teorik hata var?
Zamanınız olursa yanıtlayabilir misiniz?
Saygılarımla...
Bana daha somut açıklama yapmak için bu fırsatı verdiğinizden teşekkür ederim P_zar.
1-Gece karanlık, otogarda bir otobüsün içindeyim. Birden, hareket ettiğimiz zehabına (?!?) kapılıyorum; bakıyorum şoför yok. Evet iki objeyi evrenin kalanından izole ettiğimizde hangisinin hareket halinde olduğunu çözmemiz zor olmakla birlikte evrende duran hiçbir şey olmadığını bildiğimizden kendimize ya da kerteriz partner objeye referans rolü vermek algıda yanılmaya neden olabiliyor.
2- Gerçi, ivmelenme halinde içinde bulunduğumuz aracın hareket halinde olduğunu anlarız ataletimiz bizi geriye iter; ya da aracın yavaşlaması halinde öne doğru eğiliriz.
3- Videoyu çeken kişi özel görelilik teorisinin birinci postulasını, (sanırım ikizler paradoksunu dikkate alarak *) yanlış belirlemiş. Teorinin birinci postulası (ön kabulü)
"sabit hızla lineer giden bir cismin eylemsiz çerçeve olarak işleme alınabileceği" ilkesidir. Bu ilke "Galilei görelilik ilkesi olarak bilinir. Teorinin "ÖZEL" sıfatı bu ilkeden gelir. Bu postulanın SR için kullanılması YANLIŞTIR. Çünkü, bu ilke yalnızca cisimler arasında ve kütlesel aktarım halinde geçerlidir. Örneğin, sabit hızla ve lineer giden bir geminin gözlem direğinin tepesinden bir çakıl taşını serbestçe bıraktığımızda çakıl direğin dibine düser. Gemi hızlanır ya da yavaşlarsa ya da dönüş yaparsa çakıl taşı, direğin açığına düşer; ilkenin açılımı/özü budur, yani gemi hareketsizmiş gibi netice verir; çünkü çakıl geminin hızından yatay bir ilk hız bileşeni edinmiştir. Işık ya da foton geminin hızından bir ilk hız edinmediğinden Einstein ve diğerlerinin eylemsiz çerçeve kanaati isabetli değildir. Çakıl taşı yerine flaş çakması (foton paketi) koyduğumuzda, ışık geminin hızından bir ekleme almayacağından -foton, direk boyu mesafesini katetmesi için gereken sürede gemi de bir miktar yol alacağından- foton gemi direği dibinin gerisini işaret eder. Nitekim, Einsten, hem özel görelilik teorisinde
dik izlekte giden ışık için hem de genel görelilik teorisinde (asansör kabini düşünsel deneyinde) kabin duvarına
dik giden foton için bu ilkeyi analiz dışı bırakmıştır (bu nokta çok ilginçtir; acaba, aymış da anlaşılmayacağına mı güvenmiştir; yoksa, kendi kendini de mi aldatmıştır?) .
4- Özel görelilik teorisi ile ilk tanışanlar ya da daha önce kendisi bir fikir yürütmemiş olanlar teorinin yönlendirmesine maruz kalıyorlar. Video da roketten salınan lazer ışığının düşey izleği pilot için referans zaman temposu olarak belirlenmiş. Dünya üzerindeki gözlemcinin bu lazer ışığını diyagonal izlekte daha uzun kattetiği söyleniyor. İşte tam bu noktada bir illüzyonist numarası var: Roketten salınan lazer ışığı
düşey değil açılı ya da diyagonal salınmış gibi (lütfen tekrar izleyiniz)(**). Yöntem bilimine göre analiz, tek ve tanımlı foton ya da foton paketi ile ve delikli plaka filtre ile düşey doğrultu verilmiş foton marifeti ile yapılmalıydı. Bu anlatım düşünsel deney formatında olduğundan ve lazer ışığı süreklilik halinde işleme alındığından başlangıç noktası ile aynaya ulaştığı nokta zihnimizde birleştiriliyor ve izlek, diyagonal oluyor. Bu diyagonal gidiş kanaatine sebep olan çapraz çizgi üzerindeki her nokta -aslında- başka bir zaman anında salınan fotonlardan oluşuyor. To anında flaş gibi tek kaynaktan salınan tek foton delikli filtre ile düşey doğrultuda gider. Başka bir şansı yoktur. Zihnimizin algı yanılmasını gidermek için tek foton ve filtre kullanmak gerekiyor.
5- Teorinin ikinci postulası "ışık hızı, her gözlemciye göre aynıdır". Bu muğlak bir ifadedir (fizikçilerin dil beceriksizliği). İfadenin doğrusu, "her gözlemci ışık hızını c değeri olarak ölçer" dir. İkisi arasında anlam bakımından dağlar kadar fark var. Ayrıca neyi ölçüyor? sorusu neticelendirilmeden bir yargı oluşturuluyor. Bakınız (bu başlığı izleyenler lütfen gerekirse birkaç kez okuyunuz ve içselleştirmeye çalışınız; insanlık ve halen akademisyenler nasıl yanılıyor; görün) Her nerede ölçersek ölçelim ışık hızını c = 300 000 km/sn buluyoruz. Bu deneysel sonuç olarak doğru; reddedilemez. Fakat bu bu deney neye göre olan hızı ölçebiliyor? Teori, Lormar, Lorentz, Poincare, Einstein ve neredeyse tüm fizik akademisyenleri fotonun, kaynağından ya da ölçüm ortamından uzaklaşma hızını ölçüldüğünü zannediyor. Başka ifade ile kaynak ile foton arasındaki mesafenin c değeri ile arttığını kabul ediyor. "Kabul ediyor" diyorum ama üzerinde düşünerek bir karar süreci işleterek değil; adeta, matematikteki "aksiyom" gibi kanıtlanması gerekmeyen başlangıç kurgusu muamalesi yapıyor. Mekanik alışkanlıklarından bu kanaate damgalanmışlar; başka bir seçenek akıllarına bile gelmiyor. Diğer seçenek:
PÜF NOKTASI: Aynalı ve sürekli foton akımı eşliğinde ölçülen ışık hızı yalnızca uzay boşluğuna göre olan evrensel ışık hızıdır.
Ölçümlerin yönden bağımsız olması bu sonucun kanıtıdır. Sadece bu hususu idrak etmek bile özel görelilik teorisini ve türev çıkarımlarını çökertir. Bilim adamları akıl edebilseydi bu teori olmayacaktı.
6- Teori foton salındıktan sonraki anları ihmal ediyor ve flaşın/ışık kaynağının özgürce başka yönlere gidebileceğini göz ardı ediyor. Buna dayanak olarak ölçümde bulunan c değerini gösteriyor.
(*) İkizlerin ikisi de rokette ve zıt yönde gidiyor olsunlar; uzun eliptik bir yörüngeden tekrar buluştuklarında -teoriye göre- biri diğerine göre genç kalacak; ama ikisi de hareketli olunca birine (A'ya) referans rolü verdiğinizde diğeri genç kalır. Eğer B' ye referans rolü verirseniz -teoriye göre- bu defa A genç kalmalıdır. Nedenselliğe aykırıdır. ikisi de birbirini aynı yaşta görecektir. Yani "paradoksun paradoksu"; yanlış teorinin uzantısı katmerli yanlış oluyor.
(**) Delikli plaka filtre koşuluna katılmayan varsa şunu söyleyeyim. Hareket halindeki roketten yere dik gönderilen lazer ışığı dış gözlemci tarafından diyagonal izlek algılaması sebebiyle roketin zamanının yavaşlayacağına inanıyorsa, roketten tanjant (açı) = v/c açısıyla gönderilen ışığın rokete düşey gidip geleceğini ve bu temponun -tıpkı mantıkla- zaman temposunu hızlandıracağını dikkate almalıdır.
SONUÇ: Teori, ışık hızının kaynağının hızından hem ekleme almadığını kabul ediyor ve hem de fotonun -tıpkı arabadan ileriye fırlatılan bir taş gibi taşın arabadan ilerleyen anlarda da taş hızıyla- c hızıyla uzaklaşacağını iddia ediyor. Hem ekleme almaz diyor; hemde ekleme alıyormuş gibi muamele yapıyor. Argümanı da ölçme sonucu; yani c +/- V beklerken daima c bulması. Işığın evrensel hızını ölçtüğünü akıl edememesi.
Yani; BÜYÜKLERE MASALLAR.