Teori ışık hızının her şeye göre bağıl değerde olduğunu iddia ediyor. Bu iddia, aslında ışık hızının kaynağından bağımsızlığı bilgisine aykırıdır.
ışık hızı her şeye göre bağıldır demek ile ışık hızı kaynağından bağımsızdır demek arasında bir fark yok ki. yani bunlar birbiri ile çelişen ifadeler değil aksine birbirinin sonucu olan ifadeler : ışık hızı her şeye göre C 'dir öyleyse teoriye göre , ışığın hızını kaynağına göre ölçersek de hız C olur, "hareketli" ya da "hareketsiz" herhangi başka bir cisme göre ölçersek de C olur.
bu noktada aslında ışık hızı diğer her şeyin hızının kendisine göre belirlendiği bir sabiteye dönüşmüş oluyor, ışığın her şeye bağıl olması demek ışığın aslında kendisinin bağıl olmaması demektir. bu da zaten, ışığın hızının kaynağıdan bağımsız olması demektir. öyle değil mi?
Yalnız değilsiniz. Neredeyse tüm dünya böyle düşünüyor. Benim akıl yürütmem ise şöyle:"Işık hızı her şeye göre c hızıyla gider" kanaati, ışık hızı ölçüm deneyinin uzantısıdır. Bu da mekanik yani cisimlere ait fizik alışkanlığından kaynaklanır. Mekanikteki hız ölçümleri daima cismin mevcut ortama göre olan bağıl hızını verir. Yanılgı, bu tanım şablonunu ışık için de -sorgulamadan- kullanıvermekten ileri gelir. Mekanikte bir otomobilin hızını ölçmek istediğimizde bu otomobilin T1 ve T2 anlarında bulunduğu noktalar arasındaki mesafe, t (= T2 - T1) süresine bölünür ve birim zamanda alınan yol miktarı (yani hızı) bulunur. Oysa ışık hızı ölçüm düzeneği farklı bir sistemdir. Bir defa ışık, tek foton olarak tanımlanıp belirlenmez. Fakat tek fotonun hızı ölçülmüş zannedilir. Oysa, başlangıç noktasından yola çıkan foton ile aynadan yansıyıp tekrar çıkış noktasına dönen aynı foton değildir (bu husus garanti edilemez). Yola çıkan kırmızı araba, varış noktasına ulaşan mavi araba iken hız ölçümü neyi verir? Işık hızı ölçüm düzeneği, ışığın yerel ortam ya da kaynağına göre olan hızını değil, yalnızca ve yalnızca uzay boşluğuna göre olan hızını vermektedir. Bu değeri, kaynağından ve diğer referans çerçevelerden de uzaklaşma hızı olarak etiketlemek yerellik ya da mekanik alışkanlığıdır; insanidir. Işık hızı ölçümleri, doğrultuya göre değişmez, yönden bağımsızdır; bu da deneysel bir sonuçtur ve bu sonucu, "her yerde ölçülen, ışığın uzay boşluğuna göre olan hızıdır" şeklinde okumak mümkündür.
Aynı yanılgı Michelson- Morley deneyinde de söz konusudur; orada da ışık, flaş çakması gibi noktasal değil süreklidir. Girişim ekranına gelen ışık yarılarının aynı ışık paketinin yarıları olduğunu tartışılmaz yargı gibi kabullenmiş olan beyinler bu deneyi yüksek presizyon eşliğinde -beyhude yere- binlerce defa tekrarlamak durumunda kalmışlardır. Oysa ay ışığı ile çok daha uzak bir yıldızın ışığı giriştirilse girişim saçakları sayısı değişmeyecektir: Çünkü,
ışık gözlemciye daima ışık hızı ile ulaşır.Felsefe ekibi forum sitesinde "oe" ve "haber" nikli katılımcılar görelilikte ışığın sabit tutulmasını önermişlerdi. Bu bir sezgi ya da yargı ne olursa olsun ciddiye alınması gerekir. Çünkü referans çerçeve adayları özellikleri dikkate alındığında IŞIK ya da (ışık hızının bağıl olduğu) UZAY BOŞLUĞU açık ara öne geçer:
. Işık evrensel bir gerçekliktir.
. Işık hızı sabittir.
. Foton izleği doğrusaldır. (BU son ikisi, aynı zamanda Galileo görelilik ilkesinin referans/kerteriz olma koşullarıdır)
. Işık, kaynağından bağımsızdır.
. vb
Bu durumda ışık kinematiği paradigmasını ışığı/uzay boşluğunu referans yaparak ele almak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Benim yaptığım da budur (uygulamalı olarak).
"Güneş dünya etrafında dönüyor" yerleşik bir kanaat idi; görsel deneysel sonuç idi, tartışılması dahi söz konusu değildi. Galileo'nun iddiası toplumsal düzene tehdit olarak algılandı ve yargılandı. Galileo olayında dünya, aslında rölatif pozisyonda olduğu halde, üzerinde bulunmamız sebebiyle dünyaya referans çerçeve rolü vermemiz sebebiyle güneş-dünya ilişkisini yanlış algılamaktayız. Uzaydan bakıyor olsa idik bu yanılgıya düşmeyecektik.
Galileo olayından çıkarmamız gereken ders şu olmalıdır: İşlem aktörlerinin ilişkisini analiz ederken referans ve rölatif rollerin isabetli tanımlanması önemlidir. Mümkünse, tüm aktörleri kapsayan ardışık bir dış/ortak referans çerçeveye göre analiz gerçekleştirilmelidir.
Işığın hareket özelliklerini analiz etmek için bu dış sistem Uzay boşluğu (ya da LCS: Light coordinate system) olmaktadır.