EPOCHE YAZDI:1-Varlik ve bilgisi dendigi zaman, bunlar birbirlerinden izole midir? Bu baglamda, ontoloji-epistemoloji ayriminin tabani hakikaten felsefe midir, yoksa siyasal teoloji midir..
İlginç bir soru-sorunsallaştırış olmuş, varlık ve bilgisi, şöyle diyesim geliyor, varlık da, bilgi de aslında insan koyutlaması, (insan da), hani şunun gibi, doğa-denilenin ne etiği ne de estetiği vardır, doğanın doğru/yanlışı, güzel/çirkini yoktur, bunlar insanın doğaya giydirdiğidir, yaftalamasıdır, varlığın “varlık” ve “var-olması”, bilgiyi taşıması, ona kaynaklık etmesi de benzeri biçimde insan giydirmesidir, değilse, varlık sahiden de _“kendinde-olarak”_ “varlık-mıdır”, “var-mıdır”, bir bilgi kaynağı mıdır, tüm bunların böyle olup olmadığını sahiden de bilmek olanaksızlıktır.
Bir ara şöyle yazmıştım, insan iki-türden “öznelliğe” mahkumdur;
1-Tümel-türsel öznellik; Bu genelde “nesnellik-denilen” şeydir, nesnelliği “kendindelik-kendinde şeylik”, özneden tamamen yalıtık olma hali olarak alırsak, bu insan için olanaksızlıktır, bu bağlamda, bilim denilen alan insan için türsel-genel öznellik alanını oluşturur. Bu alanın nesnelmiş gibi durması aslında genel-türsel uzlaşım olmasının sonucudur, sahici-nesnellik 2.elden _insan dışı_ bir referans noktasının devreye girmesiyle mümkün olacaktır, bu olduğunda insan öznelliği aşacaktır, tanrı veya uzaylı veya nesne-peşinde koşmamız aslında bu durumumuzun bir sonucu, 2. Elden kanıt, dayanak, kriter arıyoruz… (Çıkmalıyım, sürecek)