Gönderen Konu: Andrei Rublev  (Okunma sayısı 1502 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

samsa

  • İyi Bilinen Üye
  • ****
  • İleti: 429
Andrei Rublev
« : Mart 28, 2022, 10:12:20 ÖS »
Bu yazıda öncelikle özetleme amacı gütmeden daha sonra yapacağım okuma bağlamında kimi ilginç anekdot ve diyaloglara değineceğim:

soytarı
Keşişler manastırdan çıkmışlardır, yolculuk etmektedirler. Yağmur yağdığı için bir ahıra sığınmak zorunda kalırlar. Ahırda halk bir soytarıyı izlemekte, onun anlattıklarına performansına gülmektedir. Soytarı boyarın iktidarsızlığı ile alay etmektedir. (sakalı tıraş edilmiş boyar, kadına benzeyen boyar, rahiplerin cinsel manada “oyuncağı” olan boyar vs.) keşişleri gören halk ve soytarı gülmeyi bırakır. Keşişlerden kiril: “Tanrı rahipleri, şeytan ise soytarıları gönderdi” der. Daha sonra soytarıyı askerlere şikayet eder ve soytarıyı askerler götürürler. Daha sonra soytarının burada söyledikleri yüzünden 10 yıl hapsedildiğini, dilinin bir kısmının kesildiğini öğreniriz.

yunan teophanes
Teophanes Rublev’in hocasıdır. Rublev prensin ulağından bir katedral duvarlarına kıyameti resmetmesi için teklif alır. Hocasına danışmadan teklifi kabul eder. Hoca’sı bu işi tek başına yapması gerektiğini zira teklifi de ona sormadan kabul ettiğini söyler. Rublev hayatını manastırda geçirmiş, dış dünya ile pek karşı karşıya gelmemiş bir keşiştir. Bunu yapıp yapamayacapı konusunda şüpheleri vardır.
***
Kirill: bir kilisedeki ikonaları görünce bu ikonaların rublev’in yapamayacağı kadar isabetli olduğunu çünkü rublev’in tarzında çok fazla canlı renk olduğunu söyler. Kirill Rublevi kıskanmaktadır ama bu söylediğinde samimidir. (Bu samimiyeti daha sonra filmin kendisi bize kanıtlayacak) Kirill rublev’de bir şeylerin eksik olduğunu söyler, onda eksik olan korku ve imandır. rublev’de sadelik, renklerin solukluğu eksiktir. Aslında Kirill şunu söylüyor: Rublev’de olumsuzlama yok, yani henüz “kıskançlık” yok, suç yok. Bu olumsuzlama meselesi filmin odağıdır. Bu bağlamda film örnek bir hegelcilik ve hıristiyanlık sergiliyor. Buna tekrar tekrar döneceğim.
***
Rublev bu 2. Kısımda hıristiyanlık üzerine yanlış hatırlamıyorsam ilk sorgulamalarından birini yapar: teophanes ona şöyle der: isa eğer bir kez daha gelmiş olsaydı onu yine çarmıha gererlerdi. Çünkü bizler kötüyüz. Her şey tekrar edip duruyor. Kötülük tekrar tekrar ortaya çıkar.
Rublev henüz teophanes‘i onaylayacak konumda değildir ancak yine de  şöyle der : isa çarmıha gerildi çünkü tanrı ve insanlar barıştırılmalıydı. İsanın çarmıhta ölmesi tanrının işiydi. Tanrının amacı nefret uyandırmaktı ama kendisini(oğlu/isa’yı) çarmıhta gerenlerde değil, isa’yı sevip son anda ondan yüz çevirenlerde nefret uyandırmak. Onu terk ettikleri için, belki de kendi kendilerinden nefret etmeleri için. Bu derin bir içgörüdür.
Bu söylediklerine üzerine şu cevap gelir karşıdan : bu söylediklerinden ötürü seni kuzeye sürecekler. Bana bakma, ben senin gibi bir keşiş değilim, sen ise bir keşiş olarak nasıl bunları söylersin...

festival
Festival bölümü pagan rusların dini bayramları ve buradaki ritüellerini konu edinir. Rublev paganların seslerini duyar ve ormana doğru ilerler. Burada paganların anadan üryan dolaştıklarını görür. Sonra çıplak bir cadıyı izlemeye başlar. Bu sırada yakılan ateşlerden birine farketmeden basar ve cübbesi alttan tutuşmaya başlar. Yine de rublev oradan ayrılmaz, tanrının bu işaretini görmezden gelir. Cadının bir erkekle çalıların ardında seviştiğini görür. Onlar gözden kaybolunca ormanda ilerlemeye başlar. İki pagan erkek onu farketmişlerdir, yakalayıp onunla dalga geçerler ve isa gibi onu çarmıha gererler. Rublev çarmıha isa gibi  gerilmenin günah olacağını düşündüğünden en azından onu baş üstü çevirmelerini söyler. İki erkek buna aldırmaz ve  alay ederler ve sonra senin icabına sabah olunca bakarız diyerek ayrılırlar. Cadı rublev’in yanına gelir. Neden baş üstü durmak istiyorsun , bu canını daha çok yakar, der. Sonra mealen şöyle bir diyalog devam eder:
-neden bize lanet okuyorsun, bizi ateşle tehdit ediyorsun?
-çünkü çıplak dolaşıp böyle şeyler yapmak günah.
-ne günahı, bu gece aşk gecesi. Hem bizim gibi korku içinde yaşamak(burada hıristiyanların paganlar üzerinde uyguladığı şiddeti ve zulmü kastediyor) kolay mı sanıyorsun?
-korkuyorsunuz çünkü gerçek sevgiyi bilmiyorsunuz. Sevgi dediğiniz de hayvanların yaptıklarından farksız.
-peki, öyle olsa bile bu yine de sevgidir.
Daha sonra cadı rublevi öper ve rublevin isteği üzerine onu serbest bırakır.  Rublev kalfalarının yanına sabah geri döner. Yolda askerlerin paganları yakaladığını görürler. Paganların içinde rublevi salıveren cadı da vardır ve ritüelde yaptıkları gibi çıplak bir şekilde nehre giren kadın yüzerek kaçmayı başarır. O sırada rublev kadını tanır ama görmezden gelir. Cübbesinin başlığını çekerek gizlenir.

kıyamet
Rublev ikona yapımına hala başlamamıştır. Bunun için büyük prense haber yollanır. Rublevin kıyameti resmetmesi gerekmektedir ancak rublev insanları korkutacak bir şeyler resmetmek istememektedir. ***
(yanlış hatırlamıyorsam) Rublev bir aristokratın malikanesindedir. Malikanenin duvarlarına işlemeler yapılamakta, duvarlara resim yapılmaktadır.Rublev ruhsal olarak bunalmış bir halde merhamet üzerine kendi kendine vaaz vermektedir. Bu bir iç konuşma gibidir. O sırada aristokratın küçük kızı sütle oynamaya başlar. Sütü oraya buraya fışkırtmakta, gülmekte, oynamaktadır. Rublevin ciddi içsel merhamet vaazı devam etmektedir.o sırada kız süt sıkmaya devam eder ve rublevin monologu konusu değişmeksizin kahkasını tutmakta zorlanmasına rağmen konuşmaya çalışan bir ses ile sürer.kız rublevin yüzüne başına gülerek süt fışkırtmaktadır. İkisi arasında konuşmalar başlar Rublev:
-sütü dökmek büyük günahtır.
-neden?
-çünkü öyle. Haydi sil bakalım
-ama zaten kendi kendine kuruyacak
Birlikte nehir kenarına giderler.
***
Rublev malikanede çıkarılan işi çok sever.beğenisini şöyle ifade eder: “daha iyisi olamaz.hafif ve güzel.”
İşi bitiren adamlar yoldadırlar. Bir baskın olur. Baskında sanatçıların gözleri kör edilir. Başka evleri de aynı tarzı kullanarak güzelleştirmesinler diye.
***
Rublevin kıyameti resmedeceği kilisedeyiz. Rublev duvara öfkeyle boya? saçar. Rahipler bir çocuğa incilden  rastgele ayetler okutmaya başlarlar. Ayetler kadınların iffetli ve itaatkar olması gerektiği ile ilgilidir. Onlar incil dinlerken saçlarını örtmelidirler, erkeklerin egemenliğini kabul etmelidirler vb. O sırada içeriye deli bir kadın girer. Saçları dağınık ve açıktır. Konuşulanları anlamıyor görünmektedir. Mekanda amaçsızca dolaşır sonra rublev’in duvara saçtığı boyalara? dokunur ve ağlar. İncil’de söylenenlere rublev tepki gösterir, incili protesto ediyor görünmektedir. Bu deli kızın günahkar olmadığını söyler ve çıkar gider. Kadın da çıkar.

Yağma
Prensin kardeşi tahtı ele geçirmek için tatarlarlar ile iş birliği yapar. Vladimir kenti, tatarların ve prensi destekleyen rusların saldırısına uğrar. Yağma ve tecavüzler olmakta, halk katledilmektedir. İnsanlar katedrale sığınmıştırlar ancak nihayetinde kapı kırılır. Askerler katedrale dalarlar. Tatarlar atlarını içeriye sürerler. (Katedralin içinde at, güçlü bir imge) Deli kız da rublev ile birlikte katedraldedir. Rublev bu kızın hamisi olmuştur adeta. askerlerin saldırısı ile içeride işler karışır. Bir rus askeri deli kızı kapıp merdivenlerden üs kata taşımaya başlar. Rublev askerin peşinden gider ve askeri ödürerek kızı tecavüzden ve belki de öldürülmekten kurtarır. Rublev bir rusu ve hıristiyanı öldürmüştür. 
***
Prensin kardeşi katedrali yağmalatır. Bir rahip tarafından kutsanarak yeni egemen ilan edilir.
***
Rublev katedralde ruhsal bir çöküntü yaşamaktadır. Etrafta cesetler vardır, rublevin yaptığı ikonolar hasar görmüştür. Her şey harap olmuştur.deli kız yüzü koyun yatan bir kadın cesedinin saçlarını örmektedir. İncillerden biri  çıkan kargaşada yanmıştır.
Bu sırada teophanesi görürüz. Aslında o da ölmüştür.buradaki konuşma rublev’in hayali ya da halüsinasyonu gibi. burada rublev teophanes daha önce söylediklerinde (filmin  2. Kısmında sölediklerinde) haklı olduğunu söyler. Yani, rublev teophanes’in kötülüğün tekrar tekrar ortaya çıktığına, isa tekrar gelse tekrar çarmıha gerileceğine dair söylediklerine katıldığını ifade eder. Üstelik kendisi de bir rus hıristiyanı öldürmüştür. Rublev burada kefaret için sessizlik yemini etme kararı alır ve bir daha resim de yapmayacağını ekler. Teophanes;  daha önce söylediklerimde ben hatalıydım, şimdi benim söylediklerimi kabul ettiğin için sen de hatalısın, der. 
***
Tatar ruslara şöyle der: biz gelmeseydik de siz birbirinizi boğazlardınız.

Sessizlik
Rublev yeminini tutmaktadır, kimseyle konuşmadan yaşamaya başlar. Deli kız da onunladır, kız da zaten konuşmayı bilmemektedir.rublev bu kızı korumak için bir adamı öldürmüştür ve bu eyleminden dolayıda kefaret sessizliğine başlamıştır. Bu arada kenteki insanlar açlık çekmektedirler, kurtlu ve çürümeye yüz tutmuş yiyecekler ile beslenmek zorunda kalırlar. 
***
İlginç bir karşılaşma gerçekleşir.deli kız kokuşmuş bir yiyeceği kemirirken tatarlar atlarıyla gelirler. Köpeklere yedikleri etlerden atmakta ve onların kavgalarını izleyerek eğlenmektedirler. Bu sırada deli kız gizlice bir et parçasını alır ve yemeye başlar. Tatar komutan “pis et yenmez” diyerek deliye başka et verir. Bu arada tatarlar deli kızın hali ile eğlenmektedirler ama onu kısıtlamazlar. Kız deliliğini yaparken onu engellemezler, gülerler. Eğlenceleri küçük düşürücü değildir. Tatar komutan deli kızla şakalaşır (kopek gibi sesler çıkararak onu ısırıyomuş gibi yapar. Deli güler. buradaki sahnelerde tatar komutanın deli kıza bakışından ondan gerçekten hoşlandığını anlarız. Neredeyse  romantik komedi filmlerindene benzer bir şekilde bir aşığın bir kadına baktığı gibi bakar. 7 karısının olduğunu ama karılarından hiçbirinin rus olmadığını söyler. İsterse onu kendisiyle götürebileceğini ekler. Benimle gelirsen saçlarına altınlar takarsın, her gün kımız içip at eti yersin der.
Tatarların eğlencelerinin ve gülmelerinin küçük düşürücü olamadığı söylemiştim. Bu kısımın sonlarında rublev’e şöyle söylenir : “endişelenme tanrının delisine zarar vermeye çalışmazlar.bu büyük günah olur. “ yani, göçebe tatarlar deliliği düşkünlük değil aksine tanrısal kabul ederler. Bu karşılaşmayı bu denli ilginç kılan da bu zaten.

Çan
Şehrin yıkımından sonra yeni bir çan yapılması gerekmiştir. . Boriska’nın babası çan yapmayı bilmektedir ancak salgından dolayı ölmüştür. bu işten anlayan başka kimse var mı diye aranırlar askerler ancak  salgından , tatar ve rus saldırılarından kurtulanlardan kimse çan yapmayı bilmemektedir. Boriska askerlere babasının ölmeden önce çan yapmanın sırrını kendisine anlattığını söyler. Aslında bu konuda bir şey bildiği yoktur, tek başına kalmış, hayatta kalmak için yalan söylemiş çaresiz bir gençtir sadece. ne yapacağını bilmeden işe girişir.işe başlamak için çanın kalıbını dökecekleri  kil toprağı toplamaları gerekecektir. Boriska işe başlamayı geciktirmek için bulunan killerin uygun olmadığını söyler durur. Sürekli bahaneler uydurur. Bir gün yağmur yağarken kil toprak üzerinden yürümekte olan genç kaygan kil üzerinde düşer. Bu konuda hiçbir şey bilmemesine rağmen –reddettiği killeri neden reddettiğini de bilmiyordu-  doğru kilin bu olduğu müjdesini sevinçle haykırarak verir. Rublev bunu görür, hala sessizlik içindedir.
Bu arada boriska  çana katılmak üzere prensin daha çok gümüş göndermesi gerektiğini, yoksa çanın çalmayacağını söyler.  Aslında durumla dalga geçmektedir. Kendisinin sonuçta bir şey bildiği yoktur. Prensin gümüşlerini tırtıkladığını, bunca çaba sonunda çanın da çalmayacağını söyler. Bu süreçte boriska bu işi gerçekten sahiplenir, canla başla çalışır. Çalışmayı reddenlerin kırbaç cezasına çarptırılmasını bile söyler.
Sonuçta çanı dökmeyi başarırlar. Bu süreçte tüm halk bu iş için seferber olmuş gibidir. Prens teşrif eder. Çan papazlarca takdis edilir. Herkes çanın ilk çalışını duymak için dikkat kesilir. Sonuç olarak boriska bu işi becermiştir, çan çalar.herkes neşe içindedir.
***
Boriska bu olay sonucunda duygusal yoğunluğunu ancak bir ağlama krizi geçirerek dışa vurabilmektedir.yere çöker kalır. Rublev boriskain yanındadır ve bu sahnede boriska aslında nasıl çan yapılacağını hiç bilmediğini rubleve itiraf eder.(daha önce kırbaçlattığı adamı rublevin teselli etmesi gerektiğini söylemiştir rubleve. ”Ne de olsa keşişlerin işi teselli etmektir”  şimdi rublev onu teselli etmektedir) rublev bu itiraftan hemen sonra kefaret sessizliğini sona erdirir: “ görüyorsun ya her şey doğru işliyor.ne diye ağlıyorsun? İnsanların neşelendiği bir bayram havası yarattın sen. Bundan sonra seninle teslis katedraline gideceğiz. Sen çanları dökeceksin, ben de ikona yapacağım”

(devam edecek)

samsa

  • İyi Bilinen Üye
  • ****
  • İleti: 429
Ynt: Andrei Rublev
« Yanıtla #1 : Mart 30, 2022, 09:54:17 ÖS »
Rublev keşiş hayatın boyunca manastırda kalmış. Sonra ikona ressamlığındaki mahirliği yüzünden manastırdan dışarı çıkmak zorunda kalmış.dışarı çıkması ile dinsel bir sorgulama sürecine giriyor.çünkü dış dünyada gördükleri şeyler katlanılamaz.her yerde acı,  şiddet kol geziyor. salgın, tatar istilaları, ölümler, tecavüzler gırla. Boyarların kendi aralarındaki mücadeleler, başkalarını n malikhanelerini güzelleştirmesin diye kör edilen sanatçılar, birbirlerine haset ve kinle bakan arkadaşlar... ruslar sadece tatar saldırılarına uğramıyor, ruslar arasındaki siyasal iç çekişmeler ve buna bağlı yıkım daha bile beter.
Rublev hıristiyan teolojisine ve isanın müjdesine kurtarıcılığına onun iyi/neşe veren haberine (evangel) samimiyetle iman etmiş bir kişi. filmi bu bağlamda hegelci bir hıristiyanlık anlatısı olarak, diyalektik bir anlatı olarak okuyacağım. Film rublevin kendinde, kendi için, kendinde ve kendi için oluşudur.
1.Kendinde 
Rublev’in hayatının bu kısmı hakkında film bize pek bir şey anlatmaz. Bu kısım rublevin manastırdaki yaşamı ile ilgilidir. Rublev manastırda  hristiyanlığın tüm kaidelerine iman etmiş, manastır hayatını içselleştirmiş, oranın düzenine uymuş,  kendinde bir kişiliktir. İmanı soyuttur , isanın müjdesi (neşeli haberi) burada soyuttur. Tanrı boş bir sözcüktür. Tanrının aynı zamanda isa olduğuna iman etmiştir ancak bunun anlamının ne olduğunu kavramamıştır. Olumsuzun çalışmasından yoksundur imanı, yani gerçek bir hıristiyan değildir henüz. Kirill bunun farkındadır. Onun için şöyle der gerçek bir hristiyanın yapabileceği ikona ile karşılaştığında : “bu ikonanın rublevin işi olmadığını biliyorum. Rublev’de bunu yapabilecek iman ve korku yok.” Kirill bunu bilir çünkü kendisi, olumsuzu kendi ruhunda rublevi kıskanmak şeklinde hisseder. Ama bu söylediklerini hiç de kıskançlıktan söylüyor değildir.  Kirllin kendisi bizzat olumsuz olarak hıristiyanlığın içkin hareketidir. onun kilisenin iç yüzünü haykırdığı, rahipleri imanı parayla alınabilir kılmakla suçladığı, kendisini kiliseden tamamen kopardığı, sefil bir şekilde düşe kalka yürüyerek uzaklaştığı sahne hıristiyan imanın  kendisini olumsuz olarak ortaya koyuşudur. Aşağıda bunu geliştireceğim.
2.kendi için
Olumsuzu , gerçek bir hıristiyan hareketi ve rublev’deki sorunu filmde ilk görenin kirill olduğunu söylemiştim. Kirill bunu sadece bir başkasında (rublev’de) görmüştür. Bunun aslında kendisi ile ilgisinin farkında değildir. kendi olumsuzluğunu aynı zamanda rublevin de olumsuzlu olduğunun farkında değidir. Yani “kendi içinin” aynı zamanda “başkası için” olduğunun farkında değildir.
Rubleve geri dönelim: rublev manastır dışına çıkınca sorgulama sürecine girdi demiştim. Teophanes ile isa üzerinde 2. Kısımdaki konuşmaları bu sorgulamanın filmde ilk kez somut olarak karşımıza çıktığı sahne: teophanes bir keşişten teslis ve isa’nın ölümü üzerine böyle sözler duyunca şaşkınlıkla “ben özgür bir adamım. Sen ise bir keşişsin. Bu söylediklerin yüzünden seni kuzeye sürercekler” der. Rublev’de olumsuzun sorgulaması katedralde deli kızı gördüğünde devam eder. Doğrudan incilin kendisini (ki incil dediğimiz evangel’dir . bu iyi/hayırlı haber/mesaj demek. İsanın müjdesidir, mutlu haberidir) sorgular. Deli kızın günahkar olmadığını söyler. Bu süreç sessizlik kefaretine dek uzanan bir olumsuzlama sürecidir.  Sessizlik kefareti ikona ressamlığı yapmanın reddine kadar uzanır. Yani rublev’in sadece dili değil elleri de susar.
Eğer hıristiyan teolojinin “kendindesi” tanrı ise “kendi için” çarmıhta “baba, beni niye terk ettin?” diyen oğul(isa)dır. Tanrının kendisini olumsuzlaması “çarmıhtaki tanrı” olan oğuldur. çarmıhtaki tanrı ne denli bir çelişki ise,  resmetmeyen bir ressam ya da konuşmayan bir dil de o denli bir çelişkidir. Çelişki  ise olumsuzlamanın olumsuzlaması ile çözülür:
3.Kendinde ve kendi için:
Bu olumsuzlamanın olumsuzlaması olarak olumludur. Bu filmde çan yapımının gerçekleştiği kısımda ortaya çıkar. Boriska, yani çanı yapan genç rublev’in ta kendisidir. Çan yapmayı düşünmeden kabul eder, rublev’in tek başına ikona yapıp yapamayacağını bilmeden kabul etmesi gibi... burada film “sanatçının tanrısal yaratıcı güdülerinden” de bahsediyor. Bilmeden yaratmak, tanrı inayeti ile  yaratan sanatçı ile ilgili ki bu da filmin başında balonla uçan adam imgesine bağlanıyor. (Yani, başlangıç sondadır sahiden de.)
boriska bir yandan çanı yapmaya çalışmakta bir yandan bununla dalga geçmektedir. Bu tipik kinik olumsuzlamadır, tanrısal yaratım olarak kendinde, kendi içinin olumsuzuna dönüşür. Boriskaya göre yaptığı şey prensin gümüşlerini tırtıklamaktan ibarettir.daha da fenası ona göre herkesi çan yapımına seferber etmiştir ama bunca çaba sonucunda çan çalmayacaktır. Boriska bunu kinik bir şekilde komik bulur. Çanın çalmadığı ortaya çıktığında kimbilir başına neler geleceğini tabiki kendisi de bilir.
Nihayetinde çan çalmıştır. Bu boriskada bir ağlama nöbetine yol açar. Bunu boriska bir mucize gibi deneyimlemektedir ve bu olumsuzlamanın olumsuzlandığı an aslında. Bunun için rublev şöyle diyor: ağlama, her şey doğru işliyor. (yani, olumsuzun olumsuzlaması gerçekleşti)  insanların neşelendiği bir bayram havası yarattın (yani baba oğulda olumsuzlandı ve olumsuzlamanın olumsuzlaması ile cemaatin birliği ortaya çıktı, ki bu isanın müjdesi yani neşe veren haberidir, tanrı ve insanın uzlaşmasıdır) olumsuzu çifte olumsuza çevirerek olumladın. Tabiki bu rublevin de çifte olumsuzlamasıdır ki bu noktada sessizliği sonra erer. Tam da bunları söylemesi onun olumsuzu olumsuzlaması , sessizliği sessizlemesi ve konuşmaya başlamasıdır. Böylece rublev devam eder: birlikte teslis katedraline gideceğiz  (ki  teslis zaten baba, oğul kutsal ruh’un birliğidir. Yani, olumsuzlamanın olumsuzlaması olarak olumludur.) ve  orada ben  ikona yaparım ve sen de çan...
balon uçmuştur. Cemaat balonun uçmasını istemese de uçar, isa kendilerini kurtarmak için geldiği dünyada kurtardıkları tarafından çarmıha gerilse bile yine de dünyaya gelir. balon uçar ve tanrı isadır. Hatta balonun uçmasının özü cemaatin onun düşmesini istemesidir ve balonun çakılmasıdır. tanrının isa olmasının özü de onun çarmıhta sefilce ölmesi/öldürülmesidir. Öyleyse, rublevin tam da bunun için olumsuzu olumsuzlaması, teslisi resmetmesi gerekir, bu ikona da belki yine bir başka savaşta yine hıristiyanlarca yakılabilecek olsa bile.
(devam edecek)
« Son Düzenleme: Nisan 06, 2022, 10:28:30 ÖS Gönderen: samsa »

samsa

  • İyi Bilinen Üye
  • ****
  • İleti: 429
Ynt: Andrei Rublev
« Yanıtla #2 : Nisan 04, 2022, 06:53:44 ÖS »
Filmi  olumsuz dolayımıyla  gelişen evanjelik bir neşe üzerinden okumuştum. Bu neşenin sadece rublev’e ait değil, cemaate de ait olduğunu söylemiştim. Öte yandan şunu da unutmamak gerekir: “diyalektik tarihi sever ve kontrol eder ama kendisinin de ondan acı duyduğu ve kontrol edemediği bir tarihi vardır.” (deleuze)
Peki diyalektiğin bu kontrol edemediği tarihi neyin tarihidir? Deleuze, bunun nihilizmin tarihinden başka bir şey olamadığını, olumsuzun dolayımda gelişen olumlunun ise özünde olumsuz olmaya devam ettiğini söylüyor. Böylece olumsuzun olumsuzlanması olarak olumlu olan neşe de  hala bu dünyanın aynı değersizleştirmesinin muhafaza edilmesi olur. Bu noktada filmde karşımıza çıkan başka neşelerin izini sürermek istiyorum. Böylece gerçek bir olumlama üretmeyi başaramayan olumsuzun gelişimi olarak “neşe”den başka bir neşeyi düşünmek olanaklı olabilir.

andre rublev'de başka türlü rastlaşmalar üzerine:

1.bu rastlaşmalardan biri rublev diğer keşiş/rahiplerle birlikte yağmurdan bir ahıra sığındığında gerçekleşir.  Burada bir soytarı görürüz.soytarı başar ile dalga geçerken Ruslar gerçekten neşelidir. Burada tabiki soytarı başarın iktidarsızlığı ile alay ettiğinde olumsuz çalışıyor görünmektedir. Zaten soytarının derdi rus köylüleri güldürüp karnını doyurmaktır (daha sonra, zindandan çıktıktan sonra prensin soytarısı olmaya gideceğini söyler) ancak yine de gerçek bir olumsuz olan kirill’in de söylediği gibi burada bir fark vardır: “tanrı rahipleri gönderdi, şeytan ise soytarıları.”  Bazen gerçekleri söyleyebilmek için soytarı olmayı göze almak gerekir ancak çoğu kez soytarı olamak da iktidarın zulmünden korumaz. Hacivat ve karagözün başına gelen de buydu, filmdeki soytarının başına gelen de...   

2. çocuklarla rastlaşmalar neşenin izini sürmek için ilginç görünüyor. Çocuklar gülümser ama bu olumsuzun olumsuzu olarak olumlu bir neşeyi vermez bize. İsa misali çarmıha gerilen rus adam çarmıhını taşımakta, rublev rusların nasıl bir sefalet içinde yüz yıllardır yaşadıklarını anlatmaktadır (2. Kısım) rus isa çarmıhını gönüllü olarak yüklenmişken olanları izlemeye gelen kalabalığın içinden bir çocuk çarmıhlı adama gülümser. Bu olumsuzun dolayımından geçmiş bir gülümseme değildir, olumlu ile başlamıştır zaten.
Aristokratların malikanesinde rublev’e süt fışkırtan çocuk oyun oynarken neşelidir. Öyleki rublev’in vaazına bile başka bir tarz dayatır olumsuzu tanımayan ve zaten  kökensel olarak olumlu olan neşe. Merhametin anlamını değiştir, ciddi vaaz içses olarak devam ederken rublevin vaazının kendini zor tutan bir kahkaka ile birlikte devam ettiğini duyarız. Oyun günahı da bilmez (çocuk :süt fışkırtmak neden günah?), olumsuzun çalışmasını da (rublev: sütü sil.  Çocuk: zaten kendi kuruyacak)
Ahırda kahkaha atan rusların arasında çocuklar da vardır. Bu çocuklardan bir tanesi rahipler halktan ayrı bir köşeye çekilip oturduklarında onlara gülümser. Bu aynı zamanda olumsuzlamanın olmadığı bir olumlamadır. Köle efendi diyalektiğinin olumsuz dolayımındaki olumlusundan farklı olarak bu saf olumlamadır.

3. iktidarda olan hristiyan rusların paganlarla ilişkileri olumsuz ile işe başlar. Burada rublev’in pagan orjisi ile karşılaştığı filmin festival bölümü bize başka bir neşenin izini sürmek imkanını verir. Rublev pagan bayramına tanık olduğunda merakla ve şevkle yaşananları izler, hemen cehennemden bir uyarı  gelir: Keşişin paçaları sevişen cadıyı gördüğünde ateşten dolayı tutuşur. Öte dünyacılık olarak bu dünyanın olumsuzlanması hep rublev’le birliktedir.
Paganlar rublevle alay ederek onu sahte bir çarmıha sahte bir isa olarak bağlarlar ve ritüele geri dönerler. Bu sırada rublev sevişirken izlediği pagan cadının onun yanına geldiğini görür. Ancak cadı rublevle o anda bir arada bulunmalarını bir karşılaşma olarak değil bir rastlaşma olarak görür. Tam da bunun için rublevin dudaklarını öper ve rublev kendisini serbest bırakmasını istediğinde de bunu yapar. Oysa, paganlar hıristiyanlar tarafından kırılmaktadır ve zaten daha sonra askerlerin orji akşamının sabahında paganları avladıklarını görürüz. Burada cadı rublev’in onların nerede olduklarını, şu anda ne yapmakta olduklarını askerlere söylemeyeceğini düşünerek hatta belki de söylese bile buna değeceğini düşünerek serbest bırakır.  İlkinde rubleve koşulsuz bir güven ikincisinde her ne şekilde sonuçlanacak olursa olsun rastlantının bir olumlaması vardır.  Bu tabiki askerlerin kıyımından  yüzerek kaçan cadıyı gören kayıktaki rublev’in yüzünü cübblesi ile gizlemesinden başka türlü duygulanımı anlatır.

4. tatarlar ve deli kızın rastlaşması belki de bu başka türlü neşenin kristalize olmuş hali. Tatarlar atları üzerinde kente geldiklerinde ve deli kızı fark ettiklerinde ona ilgi gösterirler ve keyiflenirler. Deli delice danslar ettiğinde, etrafta koşturduğunda gülerler ama onu küçük düşürmezler. Tatarlar deli kıza gülmezler, deli kızla birlikte gülmektedirler. Onu kısıtlamaya çalışmazlar, ne ise o olmasında beis görmezler. tatar komutanın deli kıza bakışında da olumsuz yoktur. Bununla ilgili olarak yukarıda “sesszlik” bölümünde yazdıklarıma tekrar bakabilirsiniz.
Rublev kızı koruyup kollamış, onun için bir adamı öldürmüştü.Deli kız neden rublev ile kalmaz da tatar komutan ile gider. Sadece at eti verdiği için mi? Onunla şakalaştığı için mi? Bir atı olduğu için mi? Onunla konuştuğu için mi? (rublev sessizlik yemini etmiştir ve kızla iletişim kurmaya çalışmaz.sadece kolundan çekerek tatarlarla gitmesine engel olmaya çalışır. Kız kolundan asılan rublevin yüzüne tükürerek ve “ver elini” diyip elini uzatan tatar komutanın atına atlar ve gider.)

***

deli kız göçebe tatarlarla gider çünkü  Rublev’in aksine tekrar sanata  dönmek için önce susmak, olumsuzun olumsuzlaması olarak olumluyu üretmek gerekli değildir deli kız için. O zaten suskundur ve onun suskun oluşu saf olumlamadır. yağmalanmış ve yıkılmış bir katedralin içinde ölmüş bir kadının saçlarını ören deli kızın, güzeli ortaya çıkarmak için önce susması gereken, varoluş kipi olumsuz olan ve olumsuzla dolayımlanmamış olumlu ile yüz yüze her gelişinde ondan kaçan rublev ile kalması düşünülemezdi.
« Son Düzenleme: Nisan 04, 2022, 06:57:11 ÖS Gönderen: samsa »

ferda

  • Aktif Üye
  • ***
  • İleti: 234
Ynt: Andrei Rublev
« Yanıtla #3 : Nisan 07, 2022, 09:00:03 ÖÖ »
Çok güzel bir okumaydı samsa. Emeğine olanaklarına sağlık. Tüm bunlar üzerine yazmaya çalışacacağım.