Batı aklının gaflarına birde sınıfsal açıdan bakmak gerekir, diye düşünüyorum. Bu açıkladığınız gaflar, batının, köleci, feodal, kapitalist ve emperyalist dönemlerindeki ekonomisinin, kültürel ve felsefi yansımalar olabilir mi? Ayrıca, batı bir tane mi? ezilenlerin olduğu batı ile ezilenleri, ezenlerin olduğu batı farklı olabilir mi?
Marks ve Engels, Komünist Parti Manifestosu'sunda "Bugüne kadarki tüm toplum tarihi, sınıf mücadeleleri tarihidir.
Özgür ile köle, patrisyen ile pleb, senyör ile serf, lonca ustası ile çırak, kısacası, ezen ile ezilen, birbiriyle sürekli bir karşıtlık içinde bulunmuş, birbirine karşı gizli ya da açık kesintisiz bir mücadele sürdürmüş, bu mücadele ya tüm toplum yapısının devrimci bir dönüşümüyle, ya da mücadele eden sınıfların hep birlikte çöküşüyle sonuçlanmıştır.
Tarihin daha önceki dönemlerinde, hemen her yerde toplumun değişik katmanlara tam bir ayrılmışlığını, toplumsal konumların çeşitli basamaklara ayrılmasını görüyoruz. Eski Roma'da, patrisyenler, şövalyeler, plebler, köleler; ortaçağda, feodal beyler, vasaller, lonca ustası, çıraklar, serfler; üstelik hemen her bir sınıf da kendi içinde özel bir basamaklılık gösteriyor." Diyorlar.
Yazınızı bu bağlamda değerlendirilirse başka bir yere konumlandırmak gerekemez mi?